Fenerbahçemizin Ganalı oyuncusu Andre Ayew, ikinci yarı hazırlıklarını sürdükleri Antalya kampında basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

İyi bir kamp süreci geçirdiklerinin altını çizen Andre Ayew, Başkanımız Ali Koç’un kendisi hakkında açıklamalarını ve kendi performansını değerlendirdi. Teknik Direktörümüz Ersun Yanal ile ilgili de düşüncelerini aktaran futbolcumuz, Islam Slimani ile olan ilişkilerini ve Türkiye Ligi’ni neyin farklı kıldığını anlattı.

İlk olarak kampla ilgili konuşan Ayew, “Birkaç gündür buradayız ve kamp çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Kamp sürecimiz şu ana kadar gayet iyi gidiyor. Gerçekten çok çalıştığımızı söyleyebilirim. Yeni bir yıl başladı ve yeni bör döneme başlıyoruz. Bu döneme iyi bir şekilde hazırlanma gayreti içerisindeyiz. Önce kendi mutluluğumuz için sonra da bu kulübü seven herkesin mutluluğu için, taraftarlarımızın mutluluğu için büyük bir çaba gösteriyoruz ve çalışıyoruz. İşleri daha bir yere getirebilmek, yoluna sokabilmek ve kendimizi daha iyi bir noktaya getirebilmek için çalışıyoruz. Herkes için güzel bir yıl olmasını diliyorum. Sağlıklı ve huzur dolu bir yıl olsun.” dedi.

Taraftarlarımızın beni ağırlama şeklini, bana kucak açmalarını gerçekten çok seviyorum

Başkanımız Ali Koç’un kendisinin performansıyla ilgili yaptığı olumlu değerlendirmeler ve geleceği hakkında sorulan soruya ise Ayew, “Şu anda önemli olan içinde bulunduğumuz durum. Şu an ne yaptığımız ve ne konumda olduğumuz, Fenerbahçe’nin içinde bulunduğumu durum benim kişisel planlarımdan ve kişisel durumumdan çok daha önemli. Şu anda zor bir durumdayız ve ilk düşüncem takımımla beraber bu zor durumu değiştirmek. Ama burada olmaktan dolayı gerçekten çok mutluyum. Ailem de burada olmaktan ve yaşamaktan çok büyük mutluluk duyuyor. Bu kulübü, burada çalışan insanları seviyorum. Oynadığımız stadı, gördüğüm tesislerimizi, taraftarlarımızı seviyorum. Taraftarlarımızın beni ağırlama şeklini, bana kucak açma şekillerini gerçekten çok seviyorum. Fenerbahçe’de olmaktan dolayı büyük mutluluk duyduğumu söyleyebilirim. Ama içinde bulunduğumuz an bizim için en önemli an. Şu anda her şeyden önce içinde olduğumuz durumu değiştirmek mecburiyetindeyiz. Daha çok çalışacağım. Eğer şu ana kadar yaptıklarım taraftarlarımız ve başkanımız tarafından takdir görüyorsa bu tabii ki beni mutlu eder. Ama şunu da eklemek istiyorum, şu ana kadar yapabileceklerimin tamamını yapabilmiş durumda değilim. Daha fazlasını yapabileceğimi biliyorum. Çalışmaya devam edeceğim, Elimden gelenin tamamını sahaya yansıtmaya gayret göstereceğim. Ama kesinlikle kendimi burada çok iyi hissettiğimi söyleyebilirim. Bu kulübü çok sevdim, buraya gayet iyi bir şekilde adapte olduğumu düşünüyorum. Tesiste çalışan herkes bana son derece güzel bir şekilde kucak açtı. Aşçısından tutun tesiste aklınıza gelebilecek herkes bize çok yardımcı oluyor. Taraftarlarımız burada bana çok yardımcı oluyorlar. Bana gerçekten kucak açtılar. Kendimi evimde hissettiğimi söyleyebilirim. Evet, kiralık diyoruz ve hep bu şekilde konuşuyoruz. Ama bir kulübün formasını giydiğiniz anda artık o kulübün parçasısınızdır. Kiralık ya da bonservisinizin o kulüpte olması hiç fark etmez. İşiniz odur. O forma üzerindedir ve o formaya layık olmak zorundasınız. Gelecekte neler olacağınız bize zaman gösterecek. Geleceği bilemeyiz, o yüzden bu konuyla ilgili şu an bir şey söyleyemem.” şeklinde yanıtladı.

Bizim için ligin bu devresi çok daha iyi olacak

İlk yarıdaki performansını da değerlendiren Andre Ayew, hem fizik olarak daha iyi olduğunu hem de sezon öncesi kampına kıyasla daha çok çalışma şansı bulduğunu belirtti ve sözlerine şöyle devam etti:

“Futbol bir takım oyunu. Eğer takım için işler zor gidiyorsa, kişisel olarak herkesin işi de zor bir hal alıyor. Ama kendi açımdan değerlendirecek olursam; daha belirleyici ve etkili olan aynı zamanda da gidişatı değiştirebilen bir oyuncu olmam gerekiyor. En önemlisi de bu zaten. Ben burada belirleyici bir oyuncu olmak istiyorum. Bana düşen görev bu. Evet, belki tam uç oyuncusu forvet oyuncusu değilim ama ben de gol atması, asist yapması ve o pasları verebilmesi için burada bulunan bir oyuncuyum. Ama içinde bulunduğumuz durum, takımın tüm parçalarını etkiliyor. Herkesin yüksek performans göstermesini etkileyen bir hal alıyor. Eğer takım iyi gitmiyorsa işiniz zorlaşıyor. Biz sadece puana konsantre olmuş biçimdeydik. Sadece maçları kazanalım ve puanları alalıma konsantreydik. O yüzden oyuncuların kendi bireysel performanslarını ortaya koyması gitgide zorlaştı bizim için. Ama şu anda burayı tanıdım, ligi anladım. Fizik olarak hazır durumdayım. Elimdeki sakatlığım da daha iyi bir duruma geldi. Benim hayatımda sadece olumlu şeyler oluyor. Sezon öncesi kamp dönemine kıyasla biraz daha fazla çalışma şansı buldum. Çünkü sezon öncesi kampı benim için kısa bir dönem olmuştu. Kesinlikle eminim, bizim için ligin bu devresi çok daha iyi olacaktır.”

Hocamızın tecrübelerine güvenerek yolumuza devam edeceğiz

Teknik Direktörümüz Ersun Yanal ile ilgili soruya da cevap veren Ayew onun bu ligi ne kadar iyi tanıdığını ve ne yapmak istediğini net bir şekilde bildiğini belirterek, “Yeni bir hocamız var. Birkaç haftadır yeni bir hocayla çalışıyoruz. Daha önce bu kulüpte çalışmış bir hoca. Bu kulübü çok iyi tanıyan ve Fenerbahçe’de şampiyonluk yaşamış bir hoca. Bu ligde gerçekten çok iyi bir tecrübesi var onun. Bunu gayet iyi bir şekilde biliyorum. Uzun bir yolculuk geçirmiş antrenörlük hayatında. Genç yaşta başlamış antrenörlüğe. Ben onun geçmişini takip ettim ve inceleme fırsatı buldum. Çok zor durumlarda takımları almış ve sıralamalarını yükseltmeyi başarmış. Çalıştığı takımlarda başarılara ulaşmayı başarmış. Bu ligde şampiyonluk yaşamış, milli takımın antrenörlüğünü yapmış bir hocayla çalışıyoruz şu anda. Bunu gayet iyi bir şekilde biliyorum. Dediğim gibi onun geçmişini inceleme fırsatı buldum. Onunla konuştuğumda onun felsefesini gayet iyi bir şekilde anlayabildim. Neyin peşinde olduğunu, bizi nereye götürmek istediğini gayet iyi bir şekilde anlayabildim. Belki geldiği ilk hafta çok fazla zamanımız olmadığından dolayı istediği gibi oyunu bize anlatma fırsatı bulamadı. Ama daha sonra hızlı bir şekilde bu ligi ne kadar iyi tanıdığını ve ne istediği ne kadar net bir şekilde bildiğini bize gösterdi. Bize gerçekten net bir yol ortaya koyuyor şu anda. Gerek saha içi gerekse saha dışı disiplini açısından olsun, bütün takımın onun ortaya koyduğu yoldan gitmesini talep ediyor. Onun ne tarafa bizi götürmek istediğini herkesin de net bir şekilde anladığını düşünüyorum. Aynı zamanda oyuncularla çok şakalaşıyor, bizimle beraber gülüyor, oyuncularla yakın ilişkiler kuruyor. Farklı bir çalışma tarzı görüyoruz önceki hocalarımıza kıyasla. Şu anda onunla çalışmaya devam edeceğiz. Tecrübelerine güvenerek yolumuza devam edeceğiz. Onun bu ligdeki tecrübeleri bizi yukarıya doğru taşıyabilecek tecrübeler. Gerçekten bu durumdan onunla beraber çıkabileceğimize fazlasıyla inanıyoruz. Ben de kendi adıma çok güveniyorum ona. Onun gerçekleştirmeye çalıştıklarını başarabileceğine fazlasıyla inanıyorum. Sezonun başından bu yana beraber çalıştığımız hocalarımıza gelecek olursak Phillip Cocu’yu burada tanıdım ve çok iyi bir antrenör olduğunu düşünüyorum. Onun da bir felsefesi vardı. Belli bir fikirle, düşüncelerle geldi buraya. Ama biz dışarıdan baktığımız da Türkiye ile ilgili şunu duyardık. İnsanlarla konuştuğumda herkes Türkiye ile ilgili şunu konuşuyor. Türkiye’nin farklı bir yer olduğunu konuşuyorlar. Ama dışarıdan bakarken çok da inanmıyorduk. Ne kadar farklı olabilir ki diyorduk. Ama buraya gelince gördüm. Özellikle Fenerbahçe’de iseniz bu fark çok daha fazla bir noktaya geliyor. Daha önce ligler kazanmış bir hocaydı. Daha önce felsefesini takımlarına iyi bir şekilde yansıtmış bir hocaydı. Ondan da çok şey öğrendim. Dediğim gibi, Türkiye farklı bir yer. Bundan sonraki kariyerinde başarılı olacağını düşünüyorum. Ona da en iyi dileklerimi iletmek istiyorum buradan. Bana göre bundan sonra gerçekten iyi bir noktaya gelecektir. Daha sonrasında Erwin Koeman ile çalıştık. Benzer çalışma tarzları ve benzer felsefeleri olan hocalardı. Karakterleri farklıydı ama çalışma tarzları benzer yöndeydi. O da bize maçlar kazandırdı. Galatasaray maçından beraberlikle döndük. Şunu da belirtmek lazım. 6 ayda üç tane antrenörle çalışmış olmak biraz fazla ama bu biz işleri iyi yapamamışız ki antrenör değişiklikleri konusu olmuş. O zaman bu durumu biz buraya getirdiysek yeni duruma hızlı bir şekilde adapte olup artık bu takımı buradan çıkarması gerekenler de bizleriz.”ifadelerini kullandı.

Slimani, gol atmayı çok seven ve golle yaşayan bir oyuncu

Islam Slimani’nin performansı ve saha dışındaki arkadaşlıkları hakkında sorulan soruya ise Andre Ayew şu şekilde cevap verdi:

“Islam’ın geçmişini gayet iyi bir şekilde biliyoruz. Özellikle Sporting Lisbon’da oynadığı dönemde gerçekten çok iyi işler yapmış bir oyuncu. Milli takımın tarihinde en çok gol atan ikinci veya üçüncü oyuncu olması lazım. Yani onun neler yapabildiğini, kapasitesinin ne olduğunu ve nasıl tecrübeli bir oyuncu olduğunu gayet iyi biliyoruz. Ama futbol bu. Futbolda böyle dönemler olur. Ben de bunu gayet iyi şekilde biliyorum. Her oyuncunun kariyerinde böyle dönemler olmuştur. Zor durumların içerisinde bulunduğu dönemler olmuştur. Şu anda Islam da bu zor dönemlerden birini yaşıyor. Gol atmayı çok seven ve golle yaşayan bir oyuncu. Goller onu hayata bağlıyor ve gol atmaktan gerçekten çok büyük mutluluk duyan bir oyuncu. Goller gelecektir. Onun performansı da daha iyi bir noktaya gelecektir. Çünkü ben onu gayet iyi tanıyorum. Hem saha içinde hem saha dışında çok iyi bir ilişkimiz var. Ona güveniyoruz ve onun bize maç kazandıracak bir oyuncu olduğunu biliyoruz. Bütün takım bunun farkında. Bütün takım onunla iyi ilişkiler kurmuş durumda. Sadece bir noktanın değişmesi gerekiyor. Futbolda bazen bir an yakalarsınız şans size doğru döner ve ondan sonra işler sizin için iyi gider. Takım halinde bizim yapmamız gereken ona atabildiğimiz kadar top atabilmek. Onu buluşturabildiğimiz kadar fazla topla buluşturabilmek. Ona topu verdikten sonra takım halinde zaten onun yanında olduğumuzu, ona destek verdiğimizi gayet iyi bir şekilde o da biliyor. Saha dışında da yapabileceğimiz şey, birlik olmak ve birlikte çalışmak. Birlikte takım olabilmek. O bu takımın bir parçası. Bizim için gerçekten önemli bir oyuncu. Daha ileriye gidecektir. O da kendisini daha ileriye ve daha öne taşımak istiyor. Daha iyi bir performans sergilemek istiyor. Ama en önemli nokta, Islam sahaya çıktığı her maç yüzde yüzünü veren bir oyuncu. Birçok sprint yapıyor. Çok kilometre kaydediyor, çok koşuyor, çok mücadele ediyor takım için. Futbolda doğruları yaptığınızda bir gün şans size dönüyor mutlaka. O şansın döneceği gün de onun için önemli ve güzel bir gün olacak. Biz ona güveniyoruz. Ligin ikinci yarısında inşallah istediği golleri atacak.”

Küçük anların çok kıymetli olduğu bir ligde oynuyoruz

Son olarak Türkiye ligini neyin farklı kıldığı sorusuna ise Andre Ayew, “Tamamen farklı bir lig. Hızlı bir şekilde analiz etmek mecburiyetinde olduğunuz bir lig. Ben şu ana kadar burada bulunduğum süre içerisinde, küçük anların çok kıymetli bir ligde oynadığımı anladım. Kafada neler yaşadığınızı çok kıymetli bir olduğu bir ligde oynadığımı anladım. Hızlı bir şekilde takımların öne doğru çıktığı, baskı yapmaktan kormadığı, rakibin üstüne gitmekten korkmadığı ve fırsatını bulduklarında cesur bir şekilde kontra atağa çıktıkları bir ligde oynadığımı fark ediyorum. Bundan önce oynadığım liglerde taktik planlar daha ön planda oluyor. Fizik kuvvetinin de çok önemli olduğu bir ligdeyiz. Belki Premier Lig’deki kadar önemli değil ama çok önemli bir fizik güç sarf ediliyor burada. Fransa’dan daha fiziksel oynanan bir kulüp olduğunu düşünüyorum. Orada taktik planlar daha ön planda. Fiziksel durumların ön plana çıktığı, takımların son ana kadar koşarak mücadele ettiği bir lig. Oyuncuların gözü kapalı koştuğunu görüyorum. Her fırsatı bulduklarında o koşularını yapıyorlar. Şu ana kadar bu farkları verebilirim. En önemli şey, gol yememek. Eğer gol yemezseniz, gol atacak fırsat mutlaka geliyor. Ama maçın sonlarına kadar o gol yememe durumunu bir şekilde koruyabilmeniz lazım. Çünkü takımlar son ana kadar o mücadelelerini sürdürüyor.” şeklinde yanıtladı.